Ziraat
Odaları, ilk kez 1881 yılında çıkarılan bir tüzükle kurulmuştur. 1881-1897
döneminde ziraat odalarının sayısı 99’a yükselmiştir. Bu yıllarda, genel olarak
bir danışma kurulu niteliğinde olan ziraat odalarından beklenilen hizmetler
yeterli görülmemiştir. 1912 yılında çıkarılan bir tüzükle ziraat odalarının
ilçe düzeyinde kurulması sağlanmıştır.
Başlangıçta,
ziraat odalarına yeterince mali kaynak temin edilemediğinden, odalar
kendilerinden beklenen görevleri yapamamışlardır. Cumhuriyet döneminde, 1937
yılında yürürlüğe giren, 3203 Sayılı Ziraat Vekaleti Vazife ve Teşkilatı
Kanunu’nun 6 ve 7 inci maddelerine göre, ziraat odalarının yeniden
canlandırılmasına çalışılmış ve bu amaçla 1940 yılında birçok ziraat odasının
seçimleri yapılarak teşkilatlanma ağı genişletilmiştir. Ancak, başarılı bir
sonuç elde edilememiştir. Sonraki yıllarda, ziraat odalarının, çiftçileri
bünyesinde toplayan aktif bir kuruluş olmaları için özel bir kanuna ihtiyaç
olduğu anlaşıldığından, böyle bir kanunun çıkarılması yönünde çalışmalar
yapılmıştır.
6964
Sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Kanunu 1957 yılında
yürürlüğe girmiştir. Ancak, kanuna ilişkin tüzüğün zamanında çıkarılmaması
nedeni ile ziraat odalarının faaliyete geçmeleri 1963 yılından itibaren başlamıştır.
Aradan geçen süre içerisinde, 6964 Sayılı Ziraat Odaları ve Ziraat odaları
Birliği Kanunu’nun bazı maddeleri, 1971 yılında 1330 Sayılı Kanun’la, 1984
yılında 2979 Sayılı Kanunla, 2004 yılında is 5184 ve 5234 sayılı Kanunlarla
değişikliklere uğramıştır. Çiftçilik ile uğraşanların yasal kuruluşu olan
ziraat odaları da, diğer meslek kuruluşları gibi hukuki dayanağını
Anayasa’dan alan kamu kurumu niteliğinde mesleki kuruluşlardır.
Nitekim,
Anayasanın 135 inci maddesinden anlaşılabileceği gibi “kamu kurumu
niteliğindeki mesleki kuruluşlar” ancak kanunla kurulabilmektedir. 6964 Sayılı
Kanun’un 5184 Sayılı Kanun’la değişik 2 nci maddesine göre, her ilin merkez
ilçesi ile bağlı ilçeler ayrı ayrı ilgili ziraat odasının faaliyet alanı
sayılmaktadır.